19 Temmuz 2013 Cuma

On Üç Yıl Sonra-Jasper Kent

Jasper Kent, tarihle vurdalakları birleştirdiği ilk kitabı Oniki'den sonra, serinin ikinci kitabı On Üç Yıl Sonra ile hikayesine devam ediyor.

On-Üç-Yıl-Sonra-Jasper Kent

İlk kitapta Rusya'nın şehirleri Napoléon tarafından birer birer ele geçirilmiş, Moskova'nın düşmemesi için ise Çar'ı korumakla görevli Yüzbaşı Aleksey ve arkadaşları, aynı zamanda vurdalak olan ve  Opriçnikler adıyla tanınan 12 savaşçıdan yardım almışlardı.

Bu kitapta ise olaylar 1825'te geçiyor. Aleksey hala Çar'a sadık ancak artık albaylığa terfi etmiş.Bu arada eski arkadaşlarından hiçbiri hayatta değil. Oğlu artık bir yetişkin ve o da asker olma yolunda. 10 yıllık barış zamanında her şey süt liman. Ayrıca vurdalaklar da ortadan kaldırıldığı için endişe edilecek bir husus yok. Ama Aleksey'in casus olarak katıldığı, oğlunun da mensubu olduğu askerlerden oluşan bir cemiyet Çar'dan memnun değil ve Çar'ı devirmek için gizli bir hazırlık içinde. Aleksey'in hem Çar'ı koruması hem de oğlunu kurtarması gerekiyor.

Sorun şu ki; Aleksey'in 100 yıl önce verilen ancak tutulmayan bir sözü anlatan Romanov Hıyaneti'nden de, onun kurbanının geri döndüğünden de habersiz. On üç yıl önce en yakın arkadaşlarının ölümüyle sonuçlanan felaket tüm hızıyla geri geliyor ve daha kötüsü bu kez ailesi de tehlikede. 

On Üç Yıl Sonra, serinin ilk kitabı gibi son derece doyurucu bir anlatıma sahip. Her şey öyle detaylı ki, gerçekten yaşanmış olabilir mi demekten kendimi alamadım. Bu arada inanılması güç olaylar da ilgiyi hep taze tutuyor. İnsan, parmağı kopan vurdalağın parmağının saniyeler içinde uzaması gibi olayları "bu kadar da olmaz" diyerek değil, "acaba olabilir mi" diye karşılayıp şüpheye düşüyor. Sonrasında "olsa nasıl olurdu", "organ nakline gerek kalır mıydı" gibi farklı bir boyutun içinde buluveriyorsunuz kendinizi:) Gerilim var, tarih var, olağanüstü olaylar var, vurdalaklar var, bolca Rusça isim var, daha ne olsun:) Ben bu seriyi sevdim, size de tavsiye ederim.

18 Temmuz 2013 Perşembe

Oniki-Jasper Kent

Bu kitabı 2 sene önce Side'de tatil yaptığımız bir akşam okumaya başlamıştım. İlk sayfalarda Rusça isimleri aklımda tutacağım diye epey debelensem de, sonradan sayfalar su gibi akmış ve ben de bu çok heyecanlı kitabın devamı gelir mi acaba diye beklemeye başlamıştım. Nitekim, On Üç Yıl Sonra ismindeki devam kitabıyla merakım giderildi. Onu paylaşmadan serinin ilk kitabına değinmekte fayda var.

oniki-jasper kent

Açıkçası vampir hikayelerinden hoşlanmam. Çünkü her vampir hikayesi en nihayetinde saçma sapan kadın-erkek ilişkilerinin anlatıldığı pembe dizi kıvamına gelir. Bu kitap ise benim vampirlerle ilgili yargılarımı bir parça değiştirdi. Şöyle ki buradaki vampirler epey karakter sahibi, lafı sözü dinlenen, savaşçı arkadaşlar:) Hem isimleri de vampir değil, vurdalak deniyor onlara Rusça'da. 

Jasper Kent'in kaleme aldığı Oniki'nin konusuna gelirsek... Hikaye, 1812 yılnın Rusya'sında geçiyor. Napoléon Bonaparte, Rusya'nın şehirlerini birer birer ele geçirmeye başlar.  Moskova'nın teslim olmaması için, başlarını Yüzbaşı Aleksey'in çektiği bir grup üst düzey asker, Avrupa'da Opriçnikler adıyla ün salmış, 12 kişiden oluşan bir savaşçı çetesinin yardımına başvurur.

Opriçnikler, sadece gece ve yalnız başlarına çalışan, son derece güçlü bir yapıya ve içlerine daldıkları düşman güruhunu bir kaç dakika içinde yok edebilecek kapasiteye sahip, muhteşem bir ekiptir. Ancak Opriçniklerin geçtikleri kasabalarda arkalarında bıraktıkları cesetler, cesetlerin ölüş şekli ve vücutlarının aldıkları hal Aleksey'i şüphelendirir. Opriçnikler gerçekten savaşçı mıdır, yoksa önüne gelen her canlının kanını içen amansız vurdalaklar mıdır? Bu sorunun cevabı bir savaşın kaderini değiştirecek, Aleksey'in ise en yakın dostlarını kaybetmesine neden olacaktır.

Gerçek olaylardan esinlenilerek yazılmış kitap hem tarih ve vampirleri bir araya getiren ilginç hikayesiyle hem de farklı tasarıma sahip kapağıyla okuyucuyu etkilemeyi başarıyor. Tavsiye ederim.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...