24 Aralık 2013 Salı

Ardından-Rosamund Lupton

Rosamund Lupton, Ardından'da yine can alıcı bir hikayeyle karşımızda. Daha önce Kardeşim'den bahsetmiştim. Sık kitap okuyan biri olarak, gıpta ettiğim, daha doğrusu "Yazar olmalıydım ve bunu ben yazmalıydım." dediğim bir kitap listem var. Bu listenin ilk sırasını gönül rahatlığıyla finaliyle beni şok eden Kardeşim'e verebilirim. İkinci sırayı ise, sırf anlatım tarzının ilginçliğinden dolayı Ardından alır. Sonuçta komadaki insanları konuşturmak kaç kişinin aklına gelir ki?

Ardından-Rosamund Lupton
Grace, eşi ve iki çocuğuyla mutlu bir yaşam sürmektedir. Çocuklarının gittiği okulda çıkan bir yangın sonucu kızı Jenny yangının ortasında kalır. Grace ise kızının içeride olduğunu öğrenir öğrenmez binaya dalar. Yangının bilançosu ağırdır: Jenny'nin tüm vücudu büyük oranda yanmış, Grace ise bitkisel hayata girmiştir.

Kitabın bundan sonraki bölümlerinin neredeyse tamamı hastanede geçiyor. Grace ve Jenny her ne kadar bilinçsiz olarak hasta yataklarında yatsalar da, ruhları boş durmuyor ve okulda çıkan yangının ardında yatan sırları açığa çıkarmak için var güçleriyle mücadele ediyorlar. Polislerle beraber tüm soruşturmanın gidişatını izliyorlar, telefon konuşmalarına kulak misafiri oluyorlar, ikili görüşmelere eşlik ediyorlar ve bazen kişilerin yanlarına takılıp onlarla birlikte dışarıya çıkıyorlar. 

Bu arada Jenny uzun zamandır kimliği belirsiz bir kişi tarafından rahatsız ediliyor. Evine hakaret içeren mektuplar ve köpek dışkısı gönderiliyor. Bir defasında saçına kırmızı boya atılıyor. Yangın ise herkesin tören için dışarıda, Jenny'nin ise binada olduğu bir zamanda meydana geliyor. Olayın kundaklama olduğundan endişelenen Grace'in endişelerini haklı çıkarırcasına hastaneye giren bir kişi, Jenny'nin oksijenini kesiyor ve kalp krizi geçiren Jenny'nin kalbi iflas ediyor. Üç hafta içerisinde uygun bir kalp bulunması gerekiyor ve bunun için yapılabilecek pek de bir şey yok.

Jenny için vakit daralırken, bu kez de gizli bir tanık, yangından hemen önce Jenny'nin küçük kardeşini, elinde kibritlerle gördüğünü söylüyor. Grace bir taraftan Jenny'nin yaşaması ve şüphelilerin arasından gerçek suçlunun ortaya çıkarılması için uğraşırken, öbür yandan küçük oğlunun masumiyetini kanıtlamaya çalışıyor. En nihayetinde ortaya çıkan gerçekler ise herkesi şok edecek kadar dehşet verici. 

Kitapta geçen anne-kız diyalogları çok sevimliydi. Ruhlardan ibaret olsalar da annenin kızından acı gerçekleri saklamaya çalışması, genç kızın ergen tavırları çok dokunaklıydı. Annenin yaptığı fedakarlık ise okuyucuda duygusallığı zirveye çıkaracak türden. Açıkçası Rosamund, anne-kız, karı-koca ya da kız kardeşler arasındaki ilişkiyi anlatmakta çok başarılı ve bence bu güzel romanı herkes okumalı. Ama lütfen önceliğiniz Kardeşim'den yana olsun. Bu arada Kardeşim'de olduğu gibi Ardından'ın kapağında da siyah beyaz fon üzerine kırmızı kıyafetli kadın figürü kullanılmış, iyi de olmuş.  Keyifli okumalar...

1 yorum:

Mia Wallace dedi ki...

oku olku diyor yazı çok merak edilesii :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...