16 Mart 2015 Pazartesi

Dostluk Ekmeği-Darien Gee

Son zamanlarda bir furya halini alan örgü örenler, aşçılık dersi alanlar, yemek pişirenlerden sonra bu defa başrolde insanları bir şekilde birbirine bağlayan mayalı bir hamurun hikayesi var. Dostluk Ekmeği, sıradan insanların gündelik hayatlarını anlatan ve şu sonu mutlu biten romanlardan.

Dostluk Ekmeği-Darien Gee

Julia 5 yıl önce oğlunu kaybetmiştir ve bu acıyla baş etmekte hiç bir zaman başarılı olamadığından en yakınları dahil tüm çevresiyle ilişkisini kesmiştir. Eski dostlarıyla görüşmemekte, oğlunun ölümünden sorumlu tuttuğu kız kardeşinin 5 yıldır yüzünü görmemekte ve eşiyle iki yabancı gibi yaşamaktadır. Bir gün kapısının önünde mayalı bir hamur ve bir tarif bulur. Kızıyla tarife göre hamuru pişiren Julia, nefis bir ekmek elde eder.  Bu ekmek herşeyin başlangıcı olur. Tarife göre; mayalı hamur 10 gün boyunca beslenmeli ve 10 günün sonunda hamur dörde bölünmelidir. Bir parçası pişirilen hamurun kalan parçaları dostlara, tanıdıklara dağıtılmalıdır. Böylece herkes bu lezzetli ekmekten tadabilir.

Madaleine Davis, eşini kaybetmiş, üvey oğluna ulaşmaya çalışan ve bir taraftan da Avalon'da şirin bir cafe işleten yaşlı bir kadındır. Hannah De Brisay ise eşinin ihanetine uğramış ve boşanma arifesinde olan genç bir çellisttir. Bu üç kadının Madelein'in çay salonunda bir araya gelirler ve aralarında pek çok insanın hayatını etkileyecek mükemmel bir dostluk başlar. 

Önceleri kontrolsüz bir şekilde artan ekmek hamurları tüm kasaba sakinlerinin canını sıkarken, yaşanan bir sel felaketi Avalon'un tüm kadınlarını bir araya getirecek, mayalı hamurlar ekmeklere dönüşecek ve tüm ülkede yankı uyandıran büyük bir yardım organizasyonunu hayata geçirecektir. 

Kafa dağıtmaya birebir, keşke gerçek hayatta da işler bu kadar kolay ve hızlı yoluna girse dedirten pamuk şeker bir roman. Keyifli okumalar.

15 Saniye-Andrew Gross

Son sayfasına kadar heyecanın hiç eksilmediği, kalın bir kitap olmasına rağmen sayfaların su gibi aktığı keyifli bir roman 15 Saniye.

15 Saniye-Andrew Gross

Henry Steadman, mesleğinde gayet başarılı bir plastik cerrahtır. Sahip olduğu klinik zinciri sayesinde muazzam bir servete, hatırı sayılır bir şöhrete ve rahat bir yaşama sahiptir.  Konuşmacı olarak davetli olduğu bir konferans için şehirden ayrılan Henry, uçaktan iner inmez kendisine bir araç kiralar ve konferanstan önce golf oynamak için sözleştiği eski dostu Mike ile buluşmak üzere yola çıkar. Ancak saçma bir nedenle polis tarafından önü kesilir ve Henry'nin bir türlü anlam veremediği olaylar da böylece başlamış olur. Bazı kuralları ihlal ettiği gerekçesiyle ceza kesen polis, o sırada yoldan geçen bir araçtan açılan ateş sonucu vurulur. Henry, yardım etmek için polis aracına gider ancak polis ölmüştür ve elinde Henry'ye kesilen ceza makbuzu bulunmaktadır. Bir anda cinayetle suçlanabileceğini fark eden Henry, hemen oradan uzaklaşır. Ancak ateş açılan arabayı kimse görmezken, Henry'nin ölü bir polisin bulunduğu araçtan uzaklaştığına pek çok kişi şahit olmuştur. 

Henry, yardım istemek için Mike'a gider ancak Mike da öldürülmüştür. Saniyeler içinde tüm hayatı alt üst olan ve tam bir çıkmaza giren Henry, artık aranan bir katil zanlısıdır. Bu sırada Henry, tanımadığı bir adamdan telefon alır. Telefondaki ses, Henry'nin canından çok sevdiği kızının elinde olduğunu ve eğer yakalanırsa ya da kızının kaçırıldığı haberi duyulursa, kızını öldüreceğini söylemektedir. Henry'nin artık yapacabileceği tek şey; doğru ipuçları üzerinde ilerleyip bir an önce kızını bu psikopattan kurtarmaktır.

Polisiye ve gerilim türünden hoşlananlar için fazlasıyla tatmin edici bir kurgusu var. Bol aksiyonlu bir film tadı bırakıyor damakta. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...