14 Kasım 2013 Perşembe

Mart Menekşeleri-Sarah Jio

Şu okuduğum romanlarda en çok neye içerliyorum, biliyor musunuz? Okyanus kıyısında, küçük şirin bir kasabada yaşayan yaşlı bir akrabamın olmayışına. Deniz değil yalnız, illa ki okyanus olacak. Hava soğuk olacak, birden bire ani bir kararla yollara düşüp o yaşlı akraba ziyaret edilecek ve hırkalarla üşüye üşüye okyanusa karşı kahve içilecek:) Bu eski bir wishlist maddesi, ama son okuduğum romanlarda nispet yapar gibi sürekli bu sahnelerle karşılaşınca, insanın ister istemez canı çekiyor, yapacak bir şey yok:)
Mart Menekşeleri-Sarah Jio
Mart Menekşeleri, kolay okunan ve insanı sıkmadan sonuca götüren bir hikayeyi konu alıyor. Hikayenin başı çok tanıdık. Yazdığı bir kitapla büyük sükse yapan Emily, eşinin başka bir kadına aşık olduğunu öğrenir ve bunun üzerine evliliğini bitirir. Ayrılık ve ihanetin acısıyla hemen başa çıkamayan Emily, yakın arkadaşının da tavsiyesiyle bir seyahate çıkmaya karar verir. Varış noktası ise çocukluğunda sıkça ziyaret ettiği ancak yıllardır uğramadığı yengesi Bee'nin, Bainbridge Adası'ndaki evidir.

Emily, çocukluğunun geçtiği bu güzel adada toparlanmaya çalışırken, çekmecede kırmızı kadife kaplı bir günlük bulur. 1943 senesinde yazılan günlük, Esther adında bir kadın tarafından kaleme alınmıştır. Emily başta yazılanların bir kurgu olduğunu düşünse de, okumaya devam ettikçe anlatılanların kasabada yıllar önce gerçekten yaşandığını ve dahası tüm yaşananların kendisiyle bir bağlantısının olduğunu fark eder. 

Yengesine günlükten bahsetmeyen Emily, gizlice araştırmalara başlar. Kasabanın gizemli sakinleri, eski gazete kupürleri ve olayların geçtiği mekanlar Emily'ye pek çok ipucu verecek ve en nihayetinde genç kadın ailesinin geçmişinde yatan çok büyük bir sırrı açığa çıkaracaktır. 

Hikaye gayet sürükleyici. Okuyucuyu hantal hantal olayları izlemekten ziyade düşünmeye yöneltiyor. Bir bulmaca için pek çok ipucu, birbiriyle bağlantılı pek çok olay ve kişi var. Bu da durumu daha eğlenceli kılıyor. Ben zevkle okudum, size de keyifli okumalar.

7 Kasım 2013 Perşembe

Kırık Kalpler Tamircisi-Melissa Senate

Bu kadar çabuk mutlu sona bağlanan sabun köpüğü kitaplar pek tarzım değil aslında. Ama yine de ara sıra mola almak iyi olabiliyor. Kırık Kalpler Tamircisi,  Aşk Tanrıçası'nın Yemek Okulu'ndan sonra, yazarın ülkemizde yayınlanan ikinci kitabı.

Kırık Kalpler Tamircisi-Melissa Senate

Rebecca'nın çok sevdiği babası ölüm döşeğindedir ve ölmeden önce Rebecca'ya; bir kardeşinin daha olduğunu açıklar. Bu şokla sarsılan Rebecca, kardeşini bulmak için araştırma yapmak ister. Evlenmek üzere olduğu nişanlısı Michael ise bu duruma karşı çıkar ve babasından kalacak servete hiç tanımadığı birini ortak etmemesini öğütler.

Buna rağmen Rebecca kardeşini bulmakta kararlıdır ve bulur da. Ancak Maine'de eşi ve çocuğuyla yaşayan kardeşi Joy, hiç de Rebecca'nın hayallerindeki kollarını açmış bekleyen kardeşe benzememektedir. Sert bir kayaya çarptığını anlayan Rebecca, kardeşine kendisini sevdirene kadar Maine'de yaşamaya karar verir. Bu arada Micheal ile ilişkisi sekteye uğramıştır ve işini de kaybetmek üzeredir. Ancak babasından kalan milyonluk servet ve kasabadan edindiği yeni arkadaşlar pek çok eskinin yerini almaya hazır görünmektedir.

"Beni derinden etkilemesine gerek yok, kafamı dağıtsın yeter." derseniz, Kırık Kalpler Tamircisi'ni tercih edebilirsiniz. Keyifli okumalar.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...