4 Aralık 2013 Çarşamba

Gülümse Anılara-Camille Noe Pagan

Gülümse Anılara, konusundan önce beni kapak resmi ve püsküllü ayracıyla kandırdı, itiraf etmeliyim:) Hani bir kitap yazacak olsam, kapağında büyük ihtimalle bu renkleri tercih ederdim.

Gülümse Anılara-Camille Noe Pagan

Marissa ve Julia çocukluk arkadaşıdır. Marissa kısa boylu, pek de güzel olmayan, hep kilo problemi yaşamış ve çekingenliği nedeniyle okul yıllarında daima Julia'nın gölgesinde kalmış bir dergi editörüdür. Julia ise görkemli bir güzelliğe ve mankenleri kıskandıracak bir fiziğe sahip, girdiği her ortamda ışıltısıyla dikkatleri üzerine çeken, başarılı ve alımlı bir balerindir

İki kadın da çocukluk hayallerini gerçekleştirmiş ve kariyer basamaklarını adım adım çıkmaktadır. Mutad görüşmeleri için bir kafede Julia'yı bekleyen Marissa pencereden, kendisine el sallayan  Julia'ya bir arabanın çarptığını görür. Kaza anında iyi gibi görünse de Julia'nın beyni büyük hasar almıştır ve ameliyattan sonra kendine gelen Julia, artık Marissa'nın neredeyse onsuz nefes bile alamadığı can dostu değil, hafızasının büyük çoğunluğunu ve bir kısım yeteneklerini kaybetmiş, tuhaf şeylerden hoşlanan, kaprisli, takıntılı ve asabi bir yabancıdır.

Julia'nın geçirdiği ağır travma; onu daha patavatsız, açık sözlü, hatta geçmişte düşündüğü ancak söylemediği pek çok şeyi umursamazca söyleyiveren, etrafındaki herkesi bu nedenle kırıp geçiren birine dönüştürmüştür. Marissa ne kadar üzülse de Julia'nın etrafında şekillenen hayatı bu sayede bir mola almış ve Marissa'nın hem iş hem özel hayatında yeni kapıların açılmasına ve yeni dostlukların başlamasına sebep olmuştur. Bu arada Julia'nın ağzından çıkan bazı sözler, göründüğünden farklı anlamlar taşımaktadır ve Marissa içten içe Julia'nın geçmişte arkasından ne işler çevirdiğini, daha önemlisi Julia'nın gerçekten dostu olup olmadığını merak etmeye başlamıştır. 

Gülümse Anılara, son zamanlarda mantar gibi türeyen, kafa dağıtmaya yardımcı, çabucak okunup bitiveren kitaplardan biri. Konusu hoşuma gitti açıkçası, verdiği tıbbi bilgiler ise gayet öğretici. Keyifli okumalar.

3 Aralık 2013 Salı

Kardeşimin Hikayesi-Zülfü Livaneli

Kardeşimin Hikayesi, son derece akıcı, sürükleyici ve son sayfaya kadar okuyucunun merakını zinde tutan bir kitap. Vaktiniz varsa bir günde rahatlıkla bitirebilirsiniz.

Kardeşimin Hikayesi-Zülfü Livaneli

Emekli bir mühendis olan Ahmet Arslan, insanlardan ve İstanbul'un karmaşasından kaçmak için Karadeniz kıyılarında, Podima adlı bir köye yerleşmiş, sayısız kitabı ve köpeğiyle münzevi bir hayat sürmektedir. Ahmet'in ev işlerine bakan Hatice, aynı zamanda Ahmet'in arkadaşları olan Ali ve Arzu'nun evinde de çalışmaktadır ve bir gün kötü bir haberle çıkagelir: Arzu, evinde verdiği davet sonrasında korkunç bir cinayete kurban gitmiştir.

Bu olayı araştırmak için İstanbul'dan gelen genç bir gazeteci kadın, Ahmet'le bu konuda röportaj yapmak ister. Ahmet başlarda terslense de sonradan bu genç gazeteciye karşı bir yakınlık duyar ve onu kurguyla gerçek arasında sürükleyici bir yolculuğa çıkarır. Bu yolculuk, Ahmet'in cinayetle ilgili gözlem ve düşüncelerinin yanında, bir sır gibi sakladığı kardeşi Mehmet'in akıl almaz hikayesini de içermektedir.

Kitabı diğer pek çok okur gibi ben de beğendim. Ahmet çok ilginç bir karakter. Kimseye dokunamıyor, kıskançlık, öfke gibi duyguları aşmış, sıfır egoya sahip tuhaf bir adam. Bunun dışında, kitabın finali gerçekten heyecan verici ve kısmen tahmin edilse bile bu tahmin edilebilirliği ustalıkla hazırlanmış labirentler arasına gizlenmiş. Ben sadece köpeğe ne olduğunu merak ettim, malum Ahmet'ten başkasını yanına yaklaştırmıyordu:) Keyifli okumalar.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...