3 Nisan 2014 Perşembe

Kanatsız Kuşlar-Anne Lamott

Kanatsız Kuşlar, son derece başarısız bir çeviriyle yayınlanmış, çoğu zaman cümleden ne anlam çıkarmam gerektiğini kestiremediğim, ancak gençlerin pençesine düştükleri uyuşturucu tuzağına dikkat çeken bir roman 

Kanatsız Kuslar-Anne Lamott
 Rosie 17 yaşında bir lise öğrencisidir. Hem gösterişli fiziği hem de derslerindeki üstün başarısı, çevresinde beğeni ve takdir toplamaktadır. Babasını yıllar önce kaybeden Rosie, annesinin ve üvey babasının göz bebeğidir.  Lise son sınıfa geçtiği yaz, annesi ve üvey babası Rosie'de bazı değişiklikler fark ederler. Rosie'nin sık sık yalan söylemesi, hemen her yanlışı için etrafındakileri ikna etmeye yönelik hikayeler uydurması, pantolon ceplerinde bulunan haplar, polis tarafından yapılan parti baskınlarında uyuşturucu kullanması bunlardan sadece birkaçıdır.

Üvey babası her şeyin farkında olsa da, Rosie'nin uyuşturucuya bulaştığını kabul etmesi annesi için zor, hatta imkansızdır. Bu kadar güzel ve başarılı bir öğrencinin bu tuzağa düşmesi, ona göre imkansızdır. Ancak bilmediği şey, Rosie'nin derslerine bu kadar sıkı çalışmasının tek nedeninin, hafta sonlarında arkadaşlarıyla uçuşa geçeceği uyuşturucu partileri için, akıllı kız kontenjanından koparacağı izinler olmasıdır.  Rosie'nin sağlığının giderek bozulması, ailesini acilen bir karar almaya yöneltir. Rosie derhal uzun bir tedavi kampına katılacak ve bir şekilde bu illetten kurtulacaktır.

Ebeveynlerin çocuklarıyla iletişimleri ve uyuşturucunun siz farkına bile varmadan ailenin bir bireyi gibi çocuklarınızın hayatına nasıl sızdığını anlatması açısından faydalı, ancak insanı canından bezdiren çevirisiyle bitmesi için dua ettiğim ve çok sıkıldığım bir hikaye oldu benim için.

13 Mart 2014 Perşembe

I Remember, Daddy-Katie Matthews

I Remember, Daddy'de, 2 yaşından itibaren hem babasının hem de babasının arkadaşlarının cinsel istismarına uğrayan Katie'nin zorlu yaşam öyküsü anlatılıyor. Kitabın tamamen gerçek bir hikayeye dayanması ise işin en yürek burkan tarafı.

I Remember, Daddy-Katie Matthews

Katie, annesi, 5 yaşındaki ağabeyi ve tam bir pislik olan babasıyla beraber yaşayan 2 yaşında bir kız çocuğudur. Babası, annesinin aksine yoksul bir hayattan gelmiştir ve bu nedenle tüm hayatı boyunca zengin ve güçlü olmak, itibar sahibi kişilerle yakın dost olmak ve işinde ulaşabileceği en üst seviyeye ulaşmak tek amacı olmuştur.

Baba, kalabalıklar içinde eşine ve ailesine bağlı, sevgi dolu, karizmatik bir profil çizerken, evde tam bir alkolik, küfürbaz, dayakçı ve ensest bir canavara dönüşmektedir. Küçük çocuklarını cezalandırmak için onları kemeriyle kırbaçlamaktan ya da eşini öldüresiye dövmekten asla kaçınmamaktadır. Bunların dışında küçük Katie'yi istismar etmekte ve herhangi birine bundan bahsettiğinde kendisine çok kötü şeyler yapacağı yönünde tehdit etmektedir. Dahası her istismardan sonra Katie'ye kendisinin kötü bir kız olduğunu, başına gelen şeylerin hepsinin sebebinin bu olduğunu ve tüm yaşadıklarını hak ettiğini söylemektedir. 

Doğruyla yanlışı ayıramayan Katie, babası başka insanlarla görüşmelerine izin vermediğinden tüm babaların kızlarına bu şekilde davrandığına, normal olanın bu olduğuna ve kendisinin gerçekten kötü bir çocuk olduğuna inanmaktadır. Babası evde sürekli alkollü partiler düzenlemekte, eve gelen konuklarına kendisini taciz ve istismar etmeleri yönünde teşvik etmekte, en hafif deyimiyle onu pedofil dostlarına sunmaktadır. 10-12 yaşlarındayken bazı şeylerin doğru olmadığını idrak eden Katie, babasından kaçmayı dener ancak başarılı olamaz. Annesinin hiçbir şeyden haberi yoktur ve yalnız ve yabani bir çocukluk geçiren Katie'ye destek olabilecek kimse bulunmamaktadır.

Babasının annesini yine feci bir şekilde döverek sokağa attığı karlı bir gün sonrası, annesi ile babası ayrılırlar. Katie artık ergen bir genç kızdır. Ancak okulda tuhaf karşılanan ve pek sevilmeyen bir öğrencidir. Toplum içinde neyi ne zaman yapması gerektiğini kestiremediği gibi, insanların kendini sevmesi için ne yapması gerektiğini de bilmemektedir. Küçükken babasının ve arkadaşlarının yaptıklarını bilinçaltına iterek unutan Katie, yanlış olduğunu bildiği halde neden sigara içtiğini, neden alkol aldığını ya da eteğinin boyunu neden bu kadar kısalttığını anlayamamaktadır. 

Katie'nin bilinçaltına ittiği hatıraların su yüzüne çıkması için evlenmesi ve çocuğunu kucağına alması gerekecektir. Doğum sonrası babasının yaptıklarını tüm netliğiyle hatırlayan ve kendi çocuğunu hak etmediğini düşünen Katie, ağır bir depresyona girerek hastaneye kaldırılır. Ancak hastalığını tamamen yenmiş değildir ve sonuç olarak oğlunun velayetinden vazgeçer ve eşinden boşanır. 

Sürekli iş değiştiren, defalarca kendini öldürmeye çalışan, pek çok ilaç ve psikolojik destek alan Katie'nin kendine gelmesi yıllarını alacak ve ancak 40 yaşında, kendisi gibi istismara uğramış çocuklara yardım ettiği yeni işiyle hayata tutunacaktır.

Kitabın Türkçe çevirisi yok sanırım ama dil bilenler için de tavsiye edip etmemekte kararsızım. Çünkü son derece hüzünlü ve sarsıcı bir konusu var. Türkiye'deki ensest vakalara şaşırırken aslında dünyada bu durumun ne kadar vahim bir seviyede olduğunu idrak etmek çok ağır bir duygu. İstismarın, özellikle cinsel olanının, bir insanın tüm hayatını nasıl mahvettiğini ve üstelik o küçük çocuğun her gün umutla babasının kendisini gerçekten sevmesini beklediğini görmek çok yaralayıcı...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...