24 Temmuz 2015 Cuma

Kır Çiçeği Tepesi-Kimberley Freeman

Son zamanlarda, özellikle Sarah Jio'nun başını çektiği, hem geçmişten hem günümüzden hikayelerin anlatıldığı bir furya var malumunuz. Açıkçası romanlarda bu tarz anlatıma bayılıyorum ve birbirinden tamamen ayrı görünen hikayelerin doyurucu bir kurguyla birleşmesini seviyorum. Kır Çiçeği Tepesi de iki farklı zamandan iki kadının hikayelerini evlerimize getiriyor ve bence bir ilk romana göre son derece keyifli bir tat bırakıyor ardında.

Kır Çiçeği Tepesi-Kimberley Freeman

Emma'nın çocukluğundan beri tek tutkusu dans etmektir ve bu tutkusunun karşılığında çok özemli müzikallerde baş balerinlik olarak görev alır. Çok çalışan, vücudunun tüm eklemlerini ölesiye zorlayan ve hayalindeki tüm gösterilerde sahne alabilmek için eziyet noktasında prova yapan Emma, geçirdiği bir kaza neticesinde mesleğine veda etmek zorunda kalır. Kazadan önce erkek arkadaşından da ayrılan Emma için İngiltere'de yapacak bir şeyi kalmamıştır. Ailesinin yaşadığı Avustralya'ya dönen Emma, büyük annesinin mirasından kendisi için Tazmnaya'da bir ev kaldığını öğrenir ve evi temizleyip satışa hazırlamak için kısa bir süreliğine Tazmanya'ya gitmeye karar verir. Tazmanya'daki evde, büyük annesi yıllar içinde pek çok koli biriktirmiştir. Emma bu kolileri boşaltırken, büyük annesinin herkesin bildiğinden başka bir hayatı olduğunu hisseder ve bu sırrı çözmek için kolları sıvar.

Tarihler 1929 yılını gösterirken, genç ve güzel Beattie, evli bir erkek olan Henry'den hamile kalır. Önce bebekten kurtulmayı düşünse de sevdiği adamla birlikte yoksul bir hayatı da göze alarak Tazmanya'ya kaçarlar. Çiftin Lucy adında bir kızları olur. Başlarda her şey yolunda gitse de, Henry alkol ve kumar alışkanlığından vazgeçemez. Kızına aşk derecesinde bağlı olsa da ailesinin ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Bu duruma daha fazla dayanamayan Beattie, kızını da yanına alarak başka bir kasabaya kaçar ve komşusunun yardımıyla dindar bir kadının yanına yerleşir. Karın tokluğuna çamaşır tamir eden Beattie, kızının ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Kır Çiçeği Tepesi denilen bir çiftlikte işe başlar. Ancak bu çiftlik, kasabada günahkarların mekanı olarak bilinmektedir ve çocuğuyla bir başına olan Beattie'nin tüm kasaba halkı tarafından yaftalanması an meselesidir. 

Hikaye çok güzeldi. Ama bir kız annesi olarak Beattie'nin kızından ayrı düşmesi, onu yıllarca göremeden hayata veda etmesi, hele  hele kızına yazdığı ama göndermediği o son mektup beni mahvetti. Salya sümük ağlattı desem daha doğru:) Okuyun efendim, sonra da gidip kızınıza sarılın ve hiç bırakmayın. Keyifli okumalar.

13 Temmuz 2015 Pazartesi

Karanlıkta Islık Çalmak-Lesley Kagen

Lesley Kagen'in daha önce Düş Bahçelerinin Uzağında romanını okumuş, şurada da anlatmıştım. Aynen orada olduğu gibi başrolde yine iki küçük kız kardeş var ve son sayfaya kadar devam eden gerilim okuyucuyu tatmin edecek cinsten.

Karanlıkta Islık Çalmak-Lesley Kagen

Tarihler 1959 yılının yaz aylarını göstermektedir. Babasını kısa süre önce bir trafik kazasında kaybeden 10 yaşındaki Sally, annesi, kız kardeşi Troo, üvey ablası Nell ve annesinin son kocası Hall ile Vliet Sokağında yaşamaktadır. O yaz iki küçük kız arka arkaya tecavüz edilerek öldürülür ve herkesin birbirini tanıyıp güvendiği Vliet Sokağı'nda kapılar kilitlenmeye başlar. Sally bir şekilde sıradaki kurbanın kendisi olduğunu düşünmektedir. Katilin ise Polis Rasmussen olduğundan neredeyse emindir ve bunun için kendince geçerli sebepleri vardır. Ancak uçsuz bucaksız hayal gücüyle meşhur olan Sally, kimsenin kendisine inanmayacağını bildiğinden şüphe ve endişelerinden kimseye söz etmez. Bunun yerine kendi başının çaresine bakmaya karar verir. 

Bu arada Sally'nin annesi rahatsızlanmış ve hastaneye kaldırılmıştır. Durumu ciddi olan annelerini daha fazla beklemeyen üvey babalarının başka bir kadınla takılması, Nell'in ise kendine bir sevgili bulup geceleri dışarıda geçirmeye başlamasıyla iki küçük kız yalnız kalır. Sally hem kendisini hem de kardeşini korumak zorundadır ve sonucu ne olursa olsun, babası ve annesinden sonra kardeşinin yalnız kalmasına izin vermeyecektir. 

Çok keyif alarak okudum kitabı. Bazı yerlerinde kahkaha bile attım. Sonuçta 10 yaşındaki masum bir çocuğun ağzından dinliyorsunuz tüm hikayeyi. Katilin kim olduğunu tahmin etmenize izin vermiyor kitap, çünkü siz 10 yaşında değilsiniz, yani okurken en fazla kahraman kadar düşünme kapasiteniz olduğu için onunla aynı anda öğreniyorsunuz katili de. Bu arada gerilim de çaktırmadan artıyor ve bir bakıyorsunuz ki bir gün içerisinde kitabınız bitivermiş:) Kısacası tavsiye ederim, keyifli okumalar:)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...