24 Haziran 2016 Cuma

Bahar Piçleri-Katja Rudolph

Bahar Piçleri, tarihte Srebrenitsa Katliamı ile hafızalara kazanan ve Bosna Soykırımı olarak bilinen savaşa tanık olan bir ailenin dramını küçük çocukları Jevrem'in ağzından anlatıyor. Aslında savaşın değil savaş sonrasının ve savaşın ruhlarında bıraktığı derin izlerin hikayesi Bahar Piçleri...

Bahar Piçleri-Katja Rudolph

Tito'nun önderliğinde kurulan komünist Yugaslav Devleti farklı dinleri ve etnik grupları bir araya getirmiştir. Ancak Sovyet Blogunda yer alan Yugoslav Devleti'nde, 1980'de Tito'nun ölümü, 1990'da ise blogun parçalanmaya başlaması ile birlikte, ülke içindeki farklı etnik grupları bir arada tutmak imkansız hale gelir. 25 Haziran 1991'de Slovenya ve Hırvatistan, Eylül 1991'de Makedonya, Nisan 1992'de ise Bosna-Hersek Cumhuriyeti bağımsızlıklarını ilan ederler. Fakat Büyük Sırbistan hayali olan Bosnalı Sıplar , Bosna'da bir Sırp Cumhuriyeti kurduklarını ilan ederek kendi bölgelerinde bulunan Müslüman Boşnaklardan ve Katolik Hırvatlardan bu bölgeyi terk etmelerini isterler.. Bunu hızlandırmak için ise akıl almaz işkence ve katliamlar yapmakta bir sakınca görmezler.
Bu kısa hatırlatmadan sonra romanımıza dönecek olursak...Jevrem , ikiz kız kardeşleri, ağabeyi, müzisyen annesi ve gazeteci babasıyla birlikte yaşamaktadır. Ancak bir gün savaş çıkar ve yetişkin erkekler cepheye gider. Jevrem'in babası ve ağabeyi de gidenler arasındadır. Bir süre sonra ölüm haberleri gelir. Anne perişandır. Yemeden içmeden kesilir. Önce deli gibi piyanosuna sarılırken sonra her şeyden büsbütün elini eteğini çeker. İkizlerden birinin ölümüyle aile iyice sarsılır.
Ailenin büyükannesi ve aynı zamanda ateşli bir Tito hayranı olan Baka, anne, Jevrem ve ikizlerden geriye kalan küçük kız kardeş, başka ailelerle birlikte Kanada'ya göç ederler. Jevrem, göçmen arkadaşlarıyla Bahar Piçleri diye adlandırdığı bir çete kurar. Hırsızlık yapan, evleri basan, sabahtan akşama kadar ot içip alkol alan ve çoğu zaman hayatı dumanların arkasından izleyen Jevrem her daim etrafında görmeye alıştığı babasının hayaleti ve kulağında Baka'nın gençlik hikayeleriyle büyür, ergen olur, aşık olur, suçlu olur, mahkum olur...

Jevrem'in doğru yolu bulmakla temelli yitip gitme arasında verdiği mücadele oldukça maceralı ve tatmin edici. Kitap gerçekten çok yoğun yani öyle hemen okudum bitti diyemiyorsunuz, elinizde günlerce kalabilir bu nedenle. Biraz yordu beni ama okuduğum için de mutluyum. Vaktiniz varsa tavsiye ederim, keyifli okumalar...

24 Mayıs 2016 Salı

Hayal Evinin Son Kapısı-Robert-Liparulo

Hayal Evi Kralları serisinin 6. ve son kitabı ile karşınızdayım. Yine çok heyecanlı, sürükleyici, son sayfaya kadar temponun hiç düşmediği çok eğlenceli bir roman olmuş. 

Hayal Evinin Son Kapısı-Robert-Liparulo

Daha önceki bölümlerden hatırlanacağı üzere King Ailesi kaçırılan annelerini bulmak için yeni taşındıkları gizemli evin farklı dünyalara açılan geçitlerini kullanarak maceradan maceraya sürüklenmişler ama her defasında elleri boş dönmüşlerdi. 

Bu defa istikamet Atlantis! David ve Xander yine defalarca kez ölümle burun buruna gelecek, yara bere içinde kalacaklar, sürekli kaçacaklar ve daha dinlenmeden bu kez ailenin geri kalan üyeleriyle birlikte başka zamanlara, başka mekanlara sürüklenecekler. Bakalım annelerini bulabilecekler mi?

Açıkçası çok hoşuma gitti bu seri. Olaylar resmen hızlı tren şeklinde cereyan ediyor ve bu nedenle de okuyucu hiç sıkılmıyor. Çocukluğumuzun cumartesi sabahları tv'de yayınlanan filmlerine benziyor. Hani şu ailecek izlediğimiz, hafif korku bol macera içeren çocuk filmlerinden bahsediyorum. Alınız ve okuyunuz efendim, tavsiye ederim:)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...