13 Eylül 2017 Çarşamba

Ressamın Çırağı-Charlotte Betts

Yazar Charlotte Betts'in 17yy. Londra'sından kesitler sunduğu Ressamın Çırağı, Merryfields'ta yaşayan Ambrose ailesinin resme yetenekli kızları Beth'in hikayesini anlatıyor.
Ressamın Çırağı-Charlotte Betts
Ambrose ailesi, kendilerine ait evlerini ağır travmalar yaşamış bazı ruh hastalarının tedavi edilmeleri için hizmete açmış, bir nevi onlara sığınak olmuşlardır. Johannes de bu hastalardan biridir. Karısını ve çocuğunu savaşta kaybeden Johannes oldukça başarılı bir ressamdır ve vaktinin büyük çoğunluğunu kendisine verilen atölyede resim yaparak ve Beth'e ders vererek geçirmektedir. Johannes gerçekten iyi bir öğretmendir ve Beth de iyi bir ressam olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.
 Ancak dönemin şartlarında bir kadının kendi başına ayakta durması, bir meslek sahibi olması neredeyse imkansızdır. Kadından beklenen en kısa zamanda evlenerek çocuk sahibi olması ve kendisini ailesine adamasıdır. Günümüz cahil kafasından pek de farklı değil sanki:) Evliliğe şiddetle karşı çıkan Beth ayağına kadar gelen fırsatı değerlendirir. Saraydan gelen teklifi kabul eder ve Saray Ressamı olarak işe başlar. Görevi saray bahçesinde yetiştirilen ender bitki ve çiçekleri resmetmektir.
Beth evliliğe karşı olsa da kuzeni Noah' ya aşık olmaktan kurtulamaz. Noah da ona aşıktır ancak Noah'ın sakladığı büyük bir sırrı vardır ve Beth bunu öğrendiğinde tüm dünyası alt üst olur.
Kitap genç aşıkların romantik hikayesini anlatırken Büyük Yangın sonrasında yaşananlara kısmen de olsa ışık tutuyor. Beth'in annesi ve babasının hikayesinin anlatıldığı Eczacının Kızı romanının devamı gibi duruyor ancak sıra gözetmeksizin okuyabilirsiniz. Zira olaylar tarih olarak birbirini izlese de karakterler ve hikayeleri birbirinden tamamen bağımsız.
Ben hikayeyi ve karakterleri sevdim. Üzerimde elbette bir Lisa Gardner etkisine yol açması mümkün değil ama sakin bir hikaye arayanlara tavsiye ederim. Keyifli okumalar:)

12 Eylül 2017 Salı

Korkuluklar-Michael Marshall Smith

Korkuluklar; İngiliz yazar Michael Marshall Smith'in 2002 yılında yazdığı The Straw Men Trilogy adlı üçlemenin ilk kitabı. Diğer iki kitap henüz Türkçe'ye çevrilmemiş ancak umarım bu yazarın tüm kitapları en kısa zamanda çevrilir. Kitap oldukça ilginç bir konuya ve sürükleyici bir anlatıma sahip. Kitabı bu yılın şubat ayında okumuştum ama sanırım buraya okuduklarımı ekleme konusunda iyice tembelleştim. Bunun tek sorumlusu da Goodreads:) Malumunuz site çok kullanışlı, tüm kitaplar elinizin altında ve birkaç tıklamayla tüm bilgileri kaydedebiliyorsunuz. Bunun dışında seçtiğiniz yazarları takip etme ve onlarla iletişime geçme şansınız da var.
The Straw Men-Michael Marshall
Serinin ilk kitabı olan Korkuluklar'a dönecek olursak...  Romanda gerilim adına herşey var; seri katiller, aile sırları, cinayetler, tuhaf olaylar vs... Kahramanımız olan genç adam, anne ve babasının trafik kazasında öldüğünü haber alır ve cenaze işlemlerini halletmek için ailesinin yaşadığı şehre gelir. Ailesinin evinde geçirdiği ilk gün, babasının koltuğunun içine sıkıştırılmış bir not bulur. Nottaki "Biz ölmedik" yazısı genç adamı, anne ve babasına aslında ne olduğunu bulabilmek için yakın bir arkadaşının da desteğiyle olayın aslını araştırmaya iter. Araştırmaları onu gözünü kırpmadan cinayet işleyen çok tehlikeli ve gizli bir örgüte götürür.
Gerilim türünden hoşlanıyorsanız Korkuluklar iyi bir seçim olabilir. Kitapta birbirinden bağımsız gibi görünen farklı hikayeler var ve en sonunda yazarın ustalığıyla hepsi birbirine bağlanıyor. İlk sayfadan itibaren kendinizi sürekli neler olmuş olabileceğini tahmin etmeye çalışırken buluyorsunuz. Başta da belirttiğim gibi umarım bu yazara ait diğer kitaplar en kısa zamanda dilimize çevrilir de biz de seriyi tamamlarız:) Keyifli okumalar şimdiden, hoşçakalın!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...