20 Ağustos 2013 Salı

5. Kurban-Jane Casey

Psikolojik-gerilim yazarı Jane Casey'nin şu an Türkiye'de yayınlanan iki kitabı var. Bunlardan ilki olan 5. Kurban'ı okudum, bitti. Acımasız ise sıranın kendisine gelmesini bekliyor.

5. Kurban-Jane Casey

Kitabı elime aldığımda, kapak tasarımı, konusu gibi detaylara bakınca süper bir seri katil hikayesi okuyacağımı sandım. Tamam ortada bir katil var, genç ve yalnız kadınları tenhada yakalayıp öldürüyor, cesetlerini yakıyor. Bu olaylar zaten kitaptan önce yaşanmış, biz ölenlerin kimlikleri konusunda sonradan bilgi sahibi oluyoruz.

Sonra kitaba adını veren 5. kurban ortaya çıkıyor ve asıl hikaye, hatta hikaye içinde hikaye bundan sonra başlıyor. 5. Kurbanın katili aranırken, kızın gelmiş geçmiş tüm yaşamı didikleniyor, olaylar dallanıp budaklanıyor ve en sonunda katil yakalanıyor. Ancak daha önce işlenen dört kızın katili başka, 5. kurbanın katili başka. Ben tam da esaslı, şöyle en zekisinden bir seri katil profili beklerken kitabın ortasında  4 kişinin sümsük katili pat diye yakalanıyor ve o konu kapanıyor. Sonrası ise dediğim gibi son kurbanın ailesi ve arkadaşlarıyla ilgili detayların kurcalanması ve gerçek katile ulaşılmasından ibaret

Jane Casey hikayesine güvenemediğinden mi bu şaşırtmacalı yolu seçti, dikkat çekmek için mi asıl hikayeyi kamufle eden daha ilginç bir örtü hazırladı bilmiyorum ama bence strateji hatası olmuş. Olay örgüsünü oluşturan hikayeler ne kadar iyi olursa olsun, kendimi kandırılmış gibi hissettim. Bu nedenle de ikinci kitabı beklemeye aldım. Şu an favorim Lisa Gardner'la müthiş bir maceranın içindeyim. 
Görüşmek dileğiyle:)

12 Ağustos 2013 Pazartesi

Fırtına Kokusu-Nancy Pickard

Bol ödüllü yazar Nancy Pickard, Fırtına Kokusu'nda gerilim ve heyecanı sürekli ayakta tutuyor ve finaliyle okuyucuyu şaşırtmayı başarıyor.

Fırtına Kokusu-Nancy Pickard 

Jody Linder, anne ve babasını çok küçükken bir cinayete kurban vermiş genç ve güzel bir kızdır. Ancak bir gün amcalarından, ailesinin katili olarak yıllardır hapis yatan Billy Crosby'nin 23 sene sonra salıverildiğini ve Jody ve ailesinin de yaşadığı Rose kasabasına geri döneceğini öğrenir.

Billy'nin oğlu Collin ve Jody yaşadıkları bu küçük kasabada, ister istemez pek çok yerde karşılaşmışlardır. Jody Collin'e duyduğu nefret ve ilgi arasında bocalasa da, Billy'nn aynı zamanda avukat olan Collin sayesinde salıverildiğini öğrenince duyduğu ilgi yerini hayalkırıklığı ve öfkeye bırakır. 

Ancak Jody kasabada Billy'nin masum olabileceği yönündeki görüşlerin hiç de azımsanmayacak sayıda olduğunu öğrenince, öfkesini bir kenara bırakarak cinayetlerin işlendiği o yağmurlu gecede, aslında neler olmuş olabileceğini araştırmaya başlar. Annesinin cesedi hiç bir zaman bulunamamış, babası ise aldığı kurşunlarla evde ölü bulunmuştur. Evin mutfağındaki sandalyeler devrilmiş,  Billy'e ait bir şapka ise yerde bulunmuştur. Araştırmalarını ilerlettikçe, büyükbabası ve amcalarının Billy'nin suçluluğundan kesin olarak emin olduklarını ve bu nedenle yapılacak her türlü soruşturmanın önünü kestiklerini öğrenir.
Herşeyi çözen ise Jody'nin çocukluğundan beri, annesinin öldüğünü düşündüğü yerden topladığı, torbalarca çöpün içerisinden çıkan bir eşya olur.

Açık söylemek gerekirse, katili tahmin edemedim. Bu benim gerilim kitaplarındaki ilk ölçütüm. Yani katili genelde bilirim, hatta olay örgüsünü de kitabın sonuna gelmeden kurmuş olurum. Ancak bu kitapta tüm tahminlerimde büyük bir zevkle yanıldım. Okuduğunuz kitaplarda şaşırtılmak hoşunuza gidiyorsa, Fırtına Kokusu sizi tatmin edecektir.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...