Kendisi de eski bir bölge savcısı olan
William Landay; "En İyi Suç Kitabı" ve "En İyi İlk Suç Romanı" ödüllerine layık görülen eserlerinden sonra,
Genetik Miras Asla Peşinizi Bırakmaz'da iyi iş çıkarmış.
Kitapta geçen tüm olaylar başkahraman Andy'nin tanık sıfatıyla ifade verdiği tutanaklar üzerinden anlatılıyor. Özellikle belirtmeliyim ki, son derece durağan, sabit bir durumu anlatır gibi gözükmesine rağmen, olayların ele alınış biçimi, örgüsü, ailenin verdiği sınavlar ve yaşanan zorluklar son derece sürükleyici. Elimden bırakamadım dersem abartmış olmam sanırım.
Bölge başsavcı yardımcısı Andy, işinde son derece iyidir, hatta en iyisidir. Eşi Laurie ve 14 yaşındaki oğlu Jacob'la mutlu bir hayat sürmektedir. Bir gün Jacob'un okulundan bir öğrenci ormanlık alanda ölü olarak bulunur. Çocuk göğsünden bıçaklanmıştır. Yüksek öncelikli bu davaya bölgeden sorumlu Andy atanır ve vakit geçirmeksizin bu işi kimin yaptığını araştırmaya başlar. Ellerindeki tek makul şüpheli daha önce çocuk tacizinden içeri giren Path adında bir sabıkalıdır. Andy Path'in suçlu olduğuna inanmaktadır. Ancak ani bir kararla görevden alındığını öğrenir. Başka kollardan devam eden araştırmalara göre, oğlu Jacob bir numaralı şüpheli durumundadır ve bu nedenle Andy'nin dosyadaki görevine devam etmesi imkansızdır.
Andy oğlunun masumiyetinden şüphe etmezken, Laurie'nin bu konuda bazı çekinceleri vardır. Jacob'un 3-4 yaşlarında iken agresif ve diğer çocuklara zarar veren yapıda olması, büyüdükçe yaşıtlarından uzak ve içe kapanık bir birey haline gelmesi Laurie'yi düşündürmektedir.
Jacob'un tutuklanması aileyi yıkar ve bu zor günler yaşanırken Andy, Laurie'ye geçmişindeki büyük bir sırrı açıklar. Andy'nin babası
ve dedesi eli kanlı katillerdir ve Andy hapiste olan babası ile
çocukluğundan beri görüşmemektedir. Buna karşılık Laurie'nin tepkisi son derece sert olur. İhanete uğramıştır ve artık Andy'ye bakışı asla eskisi gibi olmayacaktır. Avukatlar, psikologlar, doktorlarla geçen günler neticesinde, korkulan soru sorulur: Suç geni, nesilden nesile DNA yolu ile aktarılan bir özellik midir? Suç işleyen insanın çocuğu ya da torunu da eninde sonunda bu gene itaat edecek midir?
Ailesinden daima utanan Andy, şimdi oğlunun işlemiş olabileceği bir suçtan ötürü, sırf kendi babası katil olduğu için zan altında kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Artık aileyi hem maddi hem de manevi açıdan zor günler beklemektedir. Jacob kefaletle serbest bırakılır, ancak okula gitmemektedir. Andy işinden ayrılmıştır ve aile giderlerini kısarak yaşamaya çalışmaktadır. Laurie ise inanılmayacak kadar hızlı bir şekilde yaşlanmış, zayıflamış ve çökmüştür. Tüm arkadaşları aileden elini eteğini çekmiş, çevrelerinde selam verecekleri tek bir insan kalmamıştır.
Artık her şey bitti diye düşündükleri sırada bir mucize gerçekleşir. Andy'nin baştan beri şüphelendiği Path, suçunu itiraf ederek kendini asar. Dava düşer, Jacob özgürlüğüne kavuşur. Ailenin normal hayata alışması biraz zaman alsa da mutluluğu tekrar yakalarlar ve eskisi gibi olmak adına Jacob'un masumiyetini güzel bir tatille taçlandırmak isterler. Ancak muhteşem başlayan tatil, tatsız bir olayla sonlanacak, evlerine dönen aile çok acı bir olayla parçalanacaktır.
Bir hukukçu olarak, yazar tarafından da yerden yere vurulan saçma jüri ve amerikan hukuk sisteminin detaylarını öğrenmek güzeldi. Her romanda büyük bir umutla beklediğim ters köşeye yatırma, bu kitapta 2-3 kez yapılmıştı ve neticede kitap bu ters köşelerin hangisinde bitirilirse bitirilsin sağlam ve güzel bir sona sahip olacaktı. Bu nedenle tam sonuna geldik, hikaye bitti derken yeniden başlıyor hissine kapıldım. En büyük şaşkınlığı ise, kitabın başından sonuna kadar tanık sıfatıyla ifade veren Andy'nin, aslında romanın konusunu oluşturan cinayetten bambaşka bir sebep için orada bulunduğunu öğrendiğim an yaşadım. Güzel bir hikaye okumak istiyorum derseniz, Genetik Miras'ı şiddetle tavsiye ederim. Bana inanın, kitabın etkisinden uzun süre kurtulamayacaksınız.