Lulu ve Merry, bencil bir anne ve bu bencil anneye aşık sarhoş ve sorumsuz bir babaya sahiptirler. Sonu gelmez kavgaların birinde baba kapının önüne konur. 10 yaşındaki büyük kızını kandırarak bir şekilde eve giren baba, karısını ve küçük kızını bıçaklar. Anne ölür, küçük Merry ise göğsünde taşıyacağı çirkin bir yara iziyle hayatta kalır. Anne mezara baba hapse girince kızlar kısa bir süre büyükannelerinin yanında kalır ancak o da öldükten sonra yetimhaneye verilirler.
Lulu doktor, Merry ise avukat olur. Lulu babasını asla affetmez ve bu nedenle de hiç bir görüşe gitmez. Merry ise bir şekilde babasından korkmaktadır ve hapiste dahi olsa babasının bir şekilde idare edilmesi gerektiğini düşünmektedir. Yıllarca babasıyla hiç bir şey olmamamış gibi görüşür.
Lulu'nun onu çok seven bir eşi ve dünyalar güzeli iki kızı varken Merry gündelik ilişkilerle hayatını geçirmektedir. Artık yetişkin birer kadın olmalarına rağmen annelerini kaybedişlerinin ve bir katilin kızı olmalarının etkilerini her daim üzerlerinde hissederler. Ve bir gün babalarının tahliye olacağı haberi iki kız kardeşin hayatlarına bomba gibi düşer.
Başta dediğim gibi okumasam da olurdu. Çünkü sürekli babalarının hapisten çıkıp kızlara birşey yapacağını, aralarında büyük olaylar olacağını düşünüyorsunuz ancak kitap kızların erkek arkadaşlarının çetelesini tutmaktan başka bir şey yapmıyor. Merry'nin sevgilisi aşağı, Lulu'nun sevgilisi yukarı. Kitabın esas konusu gölgede kalmış bence. Final de çok sönüktü. Daha doğrusu bir final var mı, ondan bile emin değilim. Tam bir zaman kaybıydı, tavsiye etmiyorum.