13 Temmuz 2015 Pazartesi

Karanlıkta Islık Çalmak-Lesley Kagen

Lesley Kagen'in daha önce Düş Bahçelerinin Uzağında romanını okumuş, şurada da anlatmıştım. Aynen orada olduğu gibi başrolde yine iki küçük kız kardeş var ve son sayfaya kadar devam eden gerilim okuyucuyu tatmin edecek cinsten.

Karanlıkta Islık Çalmak-Lesley Kagen

Tarihler 1959 yılının yaz aylarını göstermektedir. Babasını kısa süre önce bir trafik kazasında kaybeden 10 yaşındaki Sally, annesi, kız kardeşi Troo, üvey ablası Nell ve annesinin son kocası Hall ile Vliet Sokağında yaşamaktadır. O yaz iki küçük kız arka arkaya tecavüz edilerek öldürülür ve herkesin birbirini tanıyıp güvendiği Vliet Sokağı'nda kapılar kilitlenmeye başlar. Sally bir şekilde sıradaki kurbanın kendisi olduğunu düşünmektedir. Katilin ise Polis Rasmussen olduğundan neredeyse emindir ve bunun için kendince geçerli sebepleri vardır. Ancak uçsuz bucaksız hayal gücüyle meşhur olan Sally, kimsenin kendisine inanmayacağını bildiğinden şüphe ve endişelerinden kimseye söz etmez. Bunun yerine kendi başının çaresine bakmaya karar verir. 

Bu arada Sally'nin annesi rahatsızlanmış ve hastaneye kaldırılmıştır. Durumu ciddi olan annelerini daha fazla beklemeyen üvey babalarının başka bir kadınla takılması, Nell'in ise kendine bir sevgili bulup geceleri dışarıda geçirmeye başlamasıyla iki küçük kız yalnız kalır. Sally hem kendisini hem de kardeşini korumak zorundadır ve sonucu ne olursa olsun, babası ve annesinden sonra kardeşinin yalnız kalmasına izin vermeyecektir. 

Çok keyif alarak okudum kitabı. Bazı yerlerinde kahkaha bile attım. Sonuçta 10 yaşındaki masum bir çocuğun ağzından dinliyorsunuz tüm hikayeyi. Katilin kim olduğunu tahmin etmenize izin vermiyor kitap, çünkü siz 10 yaşında değilsiniz, yani okurken en fazla kahraman kadar düşünme kapasiteniz olduğu için onunla aynı anda öğreniyorsunuz katili de. Bu arada gerilim de çaktırmadan artıyor ve bir bakıyorsunuz ki bir gün içerisinde kitabınız bitivermiş:) Kısacası tavsiye ederim, keyifli okumalar:)

Şeytan ve Şair-John Underwood

İngiliz Edebiyatı ile alakamız ne olursa olsun, hemen herkesin Shakespeare'i duyduğuna, oyunlarında geçen bazı cümlelere ya da karakterlere aşina olduğuna eminim. İşte Şeytan ve Şair, bildiğimiz Shakespeare'in aslında şair falan olmadığını, o çok meşhur oyunların aslında başka bir yazara ait olduğunu ve Shakespeare'in bu oyunların üzerine yatan bir sahtekar olduğunu gerçek belgelere dayanarak anlatıyor ve tüm bilineni tepetaklak ediyor.

Şeytan ve Şair-John Underwood

Üniversitede profesör olan Desmond Lewis, bir süredir tüm dengeleri altüst edecek gizli bir kitap üzerinde çalışmaktadır. California'da bir konferans verecektir ve yola çıkmadan önce uzun zamandır görüşmediği arkadaşı, gazeteci Jake Fleming'i arar ve kitabı hakkında fikirlerini almak için görüşmek istediğini iletir. Ancak kitapla ilgili hiçbir bilgi vermeyen Desmond Lewis, o konuşmadan sonra kitabıyla birlikte ortadan kaybolur.
Lewis'den geriye kalanlar, olayın bir intihar olduğu izlenimini uyandırsa da, Jake Fleming Lewis'in intihar etmediğinden emindir. Bu nedenle tüm işini bir kenara bırakır ve Lewis'in kitabının izini sürmek ve ona gerçekte ne olduğunu bulmak için Londra'ya gelir. Hayali iyi bir tiyatro oyuncusu olmak olan güzeller güzeli kızı Melissa ise Jake'e sonradan katılacak ve baba-kız arı kovanına çomak soktuklarını bilmeden tehlikeli bir maceranın tam ortasına düşeceklerdir.
Kitap son derece akıcıydı, gerçek olaylara dayanması bir yana kurgusu da son derece etkileyiciydi. Çok keyif aldım okurken ve birazcık Grange'in hikayelerini anımsattı bana. Bir de bu anlatılanlar gerçekten doğruysa Shakespeare'e diyeceğim var; "Oğlum Şekspir, adam değilmişsin!" Herkese keyifli okumalar dilerim:)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...