23 Ekim 2018 Salı

Bülbül-Kristin Hannah

Hayranı olduğum, yeni kitabı çıksın diye dört gözle beklediğim, her romanında istisnasız göz yaşlarına boğulduğum Kristin Hannah bu defa sanırım herkesi şaşırttı ve şimdiye dek anlattığı aile ilişkilerini tarihle harmanlayarak öncekilerden çok daha olgun, çok daha gerçekçi bir hikayeyle çıktı karşımıza.  Bülbül,  kurgusuyla, gerçekçi hikayesi ve kahramanlarıyla çok etkileyici bir roman ve şimdiden en sevdiklerim arasında yerini aldı bile.
Roman, II. Dünya Savaşı yıllarında Fransa'da geçiyor. Vivian ve İsabelle iki kız kardeştir. Anneleri onlar henüz çok küçükken ölmüş, babaları ise kabuğuna çekilmiş ve kızlarla tüm alakasını kesmiştir. Vivian Antoine ile evlenerek bir kız çocuğu dünyaya getirmiştir ve kendi küçük dünyasında mutlu bir hayat sürmektedir.
Şimdiye dek girdiği tüm okullarda sorun yaşayan 18 yaşındaki İsabelle ise, son yatılı okulundan da atılmıştır. Gidecek yeri olmayan İsabelle, ablasının yanına sığınır. Savaş şiddetini artırınca, Vivian'ın kocası cepheye çağrılır. Vatan aşkıyla yanan güzeller güzeli İsabelle ise Vivian'ın tüm itirazlarına rağmen direnişçilere katılır.
Kızıyla baş başa kalan Vivian için açlık, soğuk, korku, zulüm ve düşman askerleriyle sınanacağı zorlu günler başlar.
Roman da Vivian ve İsabelle oldukça zıt karakterler olmalarına rağmen bir elmanın iki yarısı kadar da birbirlerini tamamlıyorlar. İsabelle güzelliği, aşkı, cesareti ve yanlışı doğruyu çevirmek için verilecek savaşı, Vivian ise anaçlığı, sevgiyi, sabrı ve fedakarlığı temsil ediyor. İsabelle haksızlığa tahammül edemeyip hiç düşünmeden kendini ateşlere atarken, Vivian her kaybı için bahçesindeki elma ağacına bir kurdele bağlamayı tercih ediyor ve kızı için başına gelen her felakete sessizce teslim oluyor.
Kristin Hannah Bülbül'de roman yazmanın ötesinde adeta bir film sahnesi yaratmış. Okurken tüm anlatılanlar birer birer gözünüzde canlanıyor ve kahramanların yaşadıklarını onlarla beraber derinden hissediyorsunuz. Vivian'ın evinde etkileyici şekilde tanımlanan soğuğa ve açlığa rağmen yataktan kalkıp yiyecek bulmak için dışarı çıkmak zorunda olmaları gibi... Gerçekten iliklerime kadar hissettim ve yine gözyaşlarıyla bitirdim bu güzel kitabı. Herkese tavsiye ederim, keyifli okumalar.

22 Ekim 2018 Pazartesi

En Uzun Yaz- Jennifer L. Holm

Her ne kadar gençler için yazılmış olsa da eline alan kişiyi yaşına bakmaksızın kendine bağlayacak, bir solukta okunacak çok güzel bir kitapla karşınızdayım: Jennifer L. Holm'dan En Uzun Yaz. 
En Uzun Yaz- Jennifer L. Holm
 11 yaşındaki Penny annesi, büyükannesi ve büyükbabası ile yaşamaktadır ve dondurma, beyzbol ve yüzme dısşında ciddi bir derdi yoktur. İtalyan asıllı babasının ailesi ile annesinin ailesi yıllardır birbirleriyle görüşmemektedir. Ancak sürekli hastalık kapacağı korkusuyla yüzmeye ya da sinemaya gitmesine izin vermeyen baskıcı annesi ve hiç de geleneksel olmayan annesinin ailesine karşılık, Penny babasının renkli, eğlenceli ve son derece geleneksel akrabalarıyla zaman geçirmektan çok hoşlanmaktadır.
Çevresindeki hiç kimseden babasının ölümü ile ilgili net bir bilgi elde edemeyen Penny, 1953 yılının yazında bu konuyu derinlemesine araştırmaya karar verir. Ancak yaşanan feci bir kaza, aileleri bir araya getirir ve Penny'nin aradığı tüm cevaplar teker teker önüne dökülür.
Kitabı -tasvip etmediğim ve anlamsız bulduğum bir kaç nokta hariç- çok sevdim. Yazarın kendi İtalyan asıllı ailesinden esinlenerek anlattığı, benim de normalde çok büyük sempati duyduğum uzun yemekler, bol gürültülü ve şenlikli İtalyan sofraları, kitabın en eğlenceli anlarıydı. 
İçinizi ısıtacak güzel bir hikaye arıyorsanız, En Uzun Yaz'ı kesinlikle tavsiye ederim. Keyifli okumalar:)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...