Kitabı elime aldığımda, kapak tasarımı, konusu gibi detaylara bakınca süper bir seri katil hikayesi okuyacağımı sandım. Tamam ortada bir katil var, genç ve yalnız kadınları tenhada yakalayıp öldürüyor, cesetlerini yakıyor. Bu olaylar zaten kitaptan önce yaşanmış, biz ölenlerin kimlikleri konusunda sonradan bilgi sahibi oluyoruz.
Sonra kitaba adını veren 5. kurban ortaya çıkıyor ve asıl hikaye, hatta hikaye içinde hikaye bundan sonra başlıyor. 5. Kurbanın katili aranırken, kızın gelmiş geçmiş tüm yaşamı didikleniyor, olaylar dallanıp budaklanıyor ve en sonunda katil yakalanıyor. Ancak daha önce işlenen dört kızın katili başka, 5. kurbanın katili başka. Ben tam da esaslı, şöyle en zekisinden bir seri katil profili beklerken kitabın ortasında 4 kişinin sümsük katili pat diye yakalanıyor ve o konu kapanıyor. Sonrası ise dediğim gibi son kurbanın ailesi ve arkadaşlarıyla ilgili detayların kurcalanması ve gerçek katile ulaşılmasından ibaret
Jane Casey hikayesine güvenemediğinden mi bu şaşırtmacalı yolu seçti, dikkat çekmek için mi asıl hikayeyi kamufle eden daha ilginç bir örtü hazırladı bilmiyorum ama bence strateji hatası olmuş. Olay örgüsünü oluşturan hikayeler ne kadar iyi olursa olsun, kendimi kandırılmış gibi hissettim. Bu nedenle de ikinci kitabı beklemeye aldım. Şu an favorim Lisa Gardner'la müthiş bir maceranın içindeyim.
Görüşmek dileğiyle:)
2 yorum:
Bir alemsin Bahar:)
Sümsük katil de koptum resmen
İnan ki sümsük:) Şaka yapmıyorum:))
Yorum Gönder