17 Eylül 2020 Perşembe

Kırık Dökük-Dawn Barker

Dawn Barker'ın Kırık Dökük'ü, lohusalık depresyonunu konu alan, bazı eksiklerine rağmen oldukça etkileyici bir kitap.
 
Kırık Dökük-Dawn Barker

Anna ve Tony mutlu giden evliliklerini bir bebekle taçlandırmaya karar verirler. Oğulları Jack'i kucaklarına aldıklarında ikisi de çok mutludur. Anna bebeğinin üzerine titremekte ve onun için en iyisini istemektedir. Ama Tony'nin yoğun çalışması ve Anna'nın yeni doğmuş bir bebekle tek başına kalması evdeki huzurun yavaş yavaş kaybolmasına neden olur. 

Anna bir taraftan bebekle sadece kendisinin ilgilenmesi gerektiğini, çünkü bunun iyi bir anne olmanın gereği olduğunu düşünürken, diğer taraftan işlerinden kendisine ve bebeğe zaman ayıramadığı gerekçesiyle içten içe eşini suçlamaya başlar. Ev işlerini ve bebek bakımını kusursuz bir şekilde yerine getiren mükemmel anne rolünü oynamaya çalışan Anna'da zamanla uyku sorunları baş gösterir. İlk haftalarda bebek uyumadığı için kendisinin de uyuyamadığı bahanesine sığınan Anna'nın, ilerleyen zamanlarda bebek uyusa dahi gözünü kırpmadan geçirdiği saatler günlere, günler haftalara döner. Genel durumundan şüphelenen Tony'nin ısrarı ile doktora giden Anna'ya doğum sonrası depresyon teşhisi konur ancak Anna ilaçlarını içmeyi reddeder. İşler giderek sarpa sarar ve bir gün Tony, bütün aramalarına rağmen Anna'ya ulaşamaz. Polisin günler süren araştırmaları neticesinde Anna bir uçurumun kıyısında bulunur, Jack ise ortada yoktur...

Doğum sonrası depresyon, aslında bütün toplumlarda yaygın olarak görülen ancak nedense pek dile getirilmeyen hatta sıklıkla saklanmaya çalışılan ciddi bir sorun. Tedavi edilmediği takdirde, annenin kendisine ya da bebeğe zarar vermesi ile sonuçlanabiliyor.

Mutlaka duymuşsunuzdur; eskilerin "al basması, alkarısı, çarşamba karısı" diye adlandırdığı, lohusalara musallat olan ve lohusa kadın yalnız bırakılırsa anne ve bebeğinin ölümüne neden olacağına inandığı bir kötü ruhtan bahsedilir. Buna göre; çoğunlukla çeşme başlarında ya da boş ahırlarda dolaşan bu alkarısının giysisinden bir parça koparılırsa, o parça civarda yeni doğum yapanlara bir şekilde paylaştırılır. Böylece alkarısı lohusalık müddetince o lohusaya ya da bebeğine yanaşamaz. Lohusalık bitince, o parça yolculuğuna yeni bir annede devam eder. Tüm bunları nerden biliyorum, çünkü ben de bir anneyim ve bu konuda mevcut tüm efsanelere son derece hakim, sağlam bir kaynağım var:Annem😂

Anneannemin dedesi, bir gün köyün çeşmesinde abdest alırken, başında kırmızı tülbenti olan alkarısıyla karşılaşmış ve hemen hoop tülbentinden bir parça koparmış. Olaya gel!😄 İşte o parça döndü, dolaştı ve en sonunda bana geldi. Şahsi fikrim; elbette böyle bir kadının olmadığı ve aslında tüm olayın lohusa depresyonuna yakalanan kadınların mevcut durumlarına herhangi bir teşhis koyamayan köy halkının, en azından psikolojik olarak anneyi rahatlatmak için böyle bir cadı yarattıkları ve sonrasında ise ufak bir kumaş parçasıyla bu rahatsızlığın bir anda sona ereceğine kendilerini inandırdıkları yönünde. Amacı güzel ve içinde iyilik olan bir gelenek, o yüzden destekliyorum. Bense, bez parçasını elime aldığımda tamamen başka bir kafadaydım. Tarihi mekanları, eserleri ve eski olan herşeyi dokunarak, hissederek incelemeyi çok sevdiğimden, sandıktan çıkan bu yüz küsür yıllık sararmış kumaş parçasına dokununca resmen çarpıldım ve onun kimbilir kaç kadının annelik yolculuğuna eşlik ettiğini düşünerek mutlu oldum.😌

Son olarak pek çoğumuzun bildiği şu afrikalı atasözünü tekrar hatırlayalım isterim: "İt takes a village to raise a child." Yani bir adet minnak yavruyu büyütmek için koca bir köy lazım. O yüzden çevrenizde yeni anne olmuş kadınlara lütfen yardımcı olun. Aman ne olacak demeyin, bebeği kucağınızda tutacağınız beş dakika, annenin en basitinden gönül rahatlığıyla tuvalete gitmesine yeter ve bence lohusayken endişesiz geçecek bir beş dakikanın değeri hiç bir şeyle ölçülemez.😊 Keyifli okumalar!

2 yorum:

SevKoz dedi ki...

Ay bir futbolcunun karisi kendini vurmuştu sanki lohusalık depresyonu demislerdi

bahar006 dedi ki...

Yeşim derelioğlu, futbolcu Vedat'ın eşi, dün gibi aklımda...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...