15 Şubat 2013 Cuma

Sevgi Bağı - Gwen Cooper

Markette gezinirken tesadüfen görüp almaya karar verdim bu kitabı. Tabii alırken bu kitabın New York Times Bestseller olduğundan habersizdim. Sevgi Bağı-Sıradışı Bir Kedi Hikayesi'nin dili ve anlatımı son derece samimi. Özellikle evcil hayvan sahibi olan okurları derinden etkileyeceğini garanti edebilirim.Orjinal kapağı şöyle:

Homer's-Odyssey-Gwen-Cooper

 Benim görüp bayıldığım Türkiye versiyonu ise şu şekilde:
Sevgi-Bagi-Gwen-Cooper
İki kedisi olan Gwen erkek arkadaşından yeni ayrılmış ve geçici olarak bir arkadaşının yanına taşınmıştır. Gönüllü işlerde çalışmasından dolayı kendisine ve kedilerine bakmakta güçlük çeken Gwen, bir gün veterinerden gelen bir telefonla bambaşka bir dünyaya adım atar. 
Gwen gözleri açılmadan kör olmuş simsiyah bir yavru kedinin annesidir artık. Antik Yunanın gözleri görmeyen şairinden esinlenerek bu küçük yavruya Homeros adını verir. Başlarda herkes acıyarak söz etse de, bilge Homeros nevi şahsına münhasır karakteri, oyunculuğu ve en az gören bir kedi kadar hareketli olması nedeniyle herkesin gönlünde taht kurar. Sahibine ise hiç pes etmemeyi ve her düştüğünde yeniden ayağa kalkabilmeyi öğretir.
Okurken hem çok güldüm hem de çok hüzünlendim. Özellikle Homeros'un Gwen'in hayatını kurtardığı sahne çok etkileyici. Bir kedi bir insanın hayatını nasıl kurtarır diye merak ediyorsanız, bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.

Zehir - S.J. Bolton

Zehir - S.J. Bolton

Orijinal ismi Awakening-Uyanış olan Zehir, ele aldığı konu itibariyle son derece ilginç bir kitap. Hikaye küçük bir kasabada vahşi hayvan veterinerliği yapan Clara'nın, düzenli olarak kontrol ettiği yaşlı bir kadının evinde, kadını ve köpeğini ölü bulmasıyla başlıyor. İlginç olan ise; çok eski zamanlara ait bir cezalandırma yöntemini hatırlatır şekilde, köpeğin bir yılanla birlikte çuvala koyularak boğulmuş olması. (Roma Hukuku'nda parricidium-ebeveyni öldürme suçu; mahkumun bir yılan, bir köpek, bir maymun ve bir horozla birlikte çuvala koyularak ağzının bağlanması ve denize atılarak öldürülmesi şeklinde cezalandırılıyordu. Kitap da bu konuya gönderme yapmıştır.)
Esas kız Clara, aslında oldukça yetenekli, vahşi hayvanlarla, özellikle son derece zehirli yılanlarla başa çıkabilecek kadar cesur bir veteriner. Ancak yetenekleriyle ünlü olmak varken neredeyse görünmez olmayı seçiyor ve küçük bir kasabada çalışmaya başlıyor. 1-2 istisna dışında hiçbir komşusuyla yakın ilişkiye girmiyor, konuşurken hiçbir şekilde yüzünü kaldırmıyor ve insanların gözlerine bakamıyor. Çünkü yüzünün bir tarafı son derece güzelken, diğer tarafı çocukluğunda geçirdiği ve annesini suçladığı çok hüzünlü bir kazanın izlerini taşıyor. 

taipan

Kasabada yılan zehrine maruz kalarak ölen bir adamın ardından olayı araştırmaya başlayan Clara, ölen adamdaki zehir miktarının normalden çok daha fazla olduğunu fark ediyor. Gün geçtikçe yeni yılan vakalarının ortaya çıkması, eski ve sapık bir tarikatın kasabadan silinmeyen izleri ve tüm bunlar olurken olaylara bir şekilde müdahil olan Clara'nın, saklanan sırları ortaya çıkarma mücadelesi çok akıcı bir dille anlatılmış. Kitabın, taşıdığı gerilim yanında verdiği bilgiler de enteresan. Mesela şu an bir damla zehrinin onlarca insanı öldürebileceğini öğrendiğim taipanlara karşı ayrı bir saygı duyuyorum:) Bu kitap benim yılanlara bakış açımı değiştirdi. Özetle; Sharon Teyze iyi iş çıkarmış, ellerine sağlık:)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...