12 Ekim 2018 Cuma

Gündüz Sefası- Sarah Jio

Eserlerinde geçmişle geleceği paralele çeken ve sonunda mutlaka bir noktada kesiştirip harmanlayan Sarah Jio'nun Gündüz Sefası romanı,diğer kitaplarının yanında sönük kalsa da Ada karakterinin hikayesinin devamı niteliğinde olduğundan es geçemeyeceğim bir kitaptı.
Gündüz Sefası-Sarah Jio
Genç ve güzel Penny, yakışıklı ve çok ünlü  bir ressamla evlenerek  kocasının göl evinde yaşamaya başlar. Penny'nin tek dileği sevdiği adamdan bir çocuğu olmasıdır. Ancak kocası vaktinin çoğunu resim yaptığı atölyesinde geçirmekte, Penny ile gerektiği gibi ilgilenmemektedir. Giderek yalnızlaşan Penny,  tekne işleriyle uğraşan Collins'e aşık olur. Collins'in yaptığı Catalina adlı tekneyle kaçmaya karar veren çiftin planları, Penny'nin aniden ortadan kaybolması ile suya düşer. 
Ada, New York'ta yaşayan ünlü bir gazetecidir. Yoğun şekilde çalıştığından eşini ve çocuğunu sürekli ihmal etmektedir. Yaşanan bir kaza neticesinde hem oğlunu hem de eşini kaybeder. Aradan geçen iki yıl neticesinde toparlanamayan Ada, doktorunun tavsiyesi ile şehri terk eder ve Seattle'da tekneden oluşan bir göl evi kiralar. 
Ada kiraladığı bu evde yıllar önce yaşayan ve bir anda ortadan kaybolan Penny'nin hikayesini duyar ve olayı araştırmaya başlar. Ancak uzun yıllardır Tekneler Caddesi'nde yaşayan sakinlerin hiç biri bu konu hakkında konuşmak istemez. Ada, kendi teknesinde Penny'e ait eski bir sandık bulur ve Penny'ye gerçekte ne olduğunu bulabilmek için geçmişin izlerini takip etmeye başlar. 

Sarah Jio yazdığı romanlarla sağlam bir kemik kitle edindi. Bu nedenle romanın kalitesi artsa da eksilse de bu kitle onu hep takip edecektir. Ben kitaplarını kolay okunur bulduğumdan, genelde mola niyetine tercih ediyorum. Kitap sonlarının da son zamanlarda feci şekilde tahmin edilebilir olduğunu düşünüyorum. Herkese keyifli okumalar!

Bülbülü Öldürmek-Harper Lee

"İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır."cümlesiyle kalpleri titreten Bülbülü Öldürmek, Nelle Harper Lee'nin ilk ve kısa bir süre öncesine kadar da tek romanı.
Bülbülü Öldürmek-Harper Lee
Romanda 1930'ların Alabama'sında siyahilere karşı yapılan ırkçılık ve eşitsizlik gibi sınıfsal olaylar, Finch ailesinin  küçük üyesi Scout'un ağzından anlatılıyor.
Scout, ağabeyi Jem, avukat olan babası Atticus ve çalışanları Calpurnia ile mutlu mesut yaşamaktadır. Bir gün dürüstlük timsali Atticus, siyahi bir gencin savunmasını üstlenir ve o güne kadar herkes tarafından sevilen Atticus, bir anda neredeyse tüm kasabanın tepki gösterdiği ve hedef aldığı bir isme dönüşür. Ailenin geri kalanı da bu durumdan nasibini alır. Çünkü savunduğu siyahi genç, beyaz bir kadına tecavüz etmekle suçlanmaktadır. Sakin kasaba, herkesin içindeki ırkçıyı ortaya çıkardığı bir kaosa teslim olur.
Atticus yargılama aşamasında bildiği ve inandığı prensiplerden asla taviz vermez, adaleti ve hukuku savunmaya devam eder. Son savunmasında, aslında en çok da günümüzde olmasını dilediğimiz bir noktaya parmak basar: Hukuk herkesi eşit gören tek kurumdur.
Öncelikle, çocukların ağzından anlatılan romanları çok sevdiğimi belirtmeliyim. Bunu hakkını vererek yapmak için çocuk gibi düşünebilmek, empati kurabilmek ve olayları o yaş seviyesine göre değerlendirebilmek gerekir. Romandaki Scout 8 yaşında henüz ve romanın dili de tıpkı 8 yaşındaki bir çocuğun konuşması gibi düz, sade ve son derece akıcı. Kolay okunan bir roman olmasının da romanın bu denli geniş bir kitleye ulaşmasında etkili olduğunu düşünüyorum. Bu arada, Scout ve Jem'in arkadaşı olan ve yaz tatillerinde kasabaya gelen Dill karakteri çok şekerdi, sizin de seveceğinizden eminim:) Bu güzel romanı herkese tavsiye ederim, keyifli okumalar.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...