Kanatsız Kuşlar, son derece başarısız bir çeviriyle yayınlanmış, çoğu zaman cümleden ne anlam çıkarmam gerektiğini kestiremediğim, ancak gençlerin pençesine düştükleri uyuşturucu tuzağına dikkat çeken bir roman
Rosie 17 yaşında bir
lise öğrencisidir. Hem gösterişli fiziği hem de derslerindeki üstün
başarısı, çevresinde beğeni ve takdir toplamaktadır. Babasını yıllar
önce kaybeden Rosie, annesinin ve üvey babasının göz
bebeğidir. Lise son sınıfa geçtiği yaz, annesi ve üvey babası Rosie'de
bazı değişiklikler fark ederler. Rosie'nin sık sık yalan söylemesi,
hemen her yanlışı için etrafındakileri ikna etmeye yönelik hikayeler
uydurması, pantolon ceplerinde bulunan haplar, polis tarafından yapılan
parti baskınlarında uyuşturucu kullanması bunlardan sadece birkaçıdır.
Üvey babası her şeyin farkında olsa da, Rosie'nin uyuşturucuya bulaştığını kabul etmesi annesi için zor, hatta imkansızdır. Bu kadar güzel ve başarılı bir öğrencinin bu tuzağa düşmesi, ona göre imkansızdır. Ancak bilmediği şey, Rosie'nin derslerine bu kadar sıkı çalışmasının tek nedeninin, hafta sonlarında arkadaşlarıyla uçuşa geçeceği uyuşturucu partileri için, akıllı kız kontenjanından koparacağı izinler olmasıdır. Rosie'nin sağlığının giderek bozulması, ailesini acilen bir karar almaya yöneltir. Rosie derhal uzun bir tedavi kampına katılacak ve bir şekilde bu illetten kurtulacaktır.
Ebeveynlerin çocuklarıyla iletişimleri ve uyuşturucunun siz farkına bile varmadan ailenin bir bireyi gibi çocuklarınızın hayatına nasıl sızdığını anlatması açısından faydalı, ancak insanı canından bezdiren çevirisiyle bitmesi için dua ettiğim ve çok sıkıldığım bir hikaye oldu benim için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder