15 Şubat 2013 Cuma

Zehir - S.J. Bolton

Zehir - S.J. Bolton

Orijinal ismi Awakening-Uyanış olan Zehir, ele aldığı konu itibariyle son derece ilginç bir kitap. Hikaye küçük bir kasabada vahşi hayvan veterinerliği yapan Clara'nın, düzenli olarak kontrol ettiği yaşlı bir kadının evinde, kadını ve köpeğini ölü bulmasıyla başlıyor. İlginç olan ise; çok eski zamanlara ait bir cezalandırma yöntemini hatırlatır şekilde, köpeğin bir yılanla birlikte çuvala koyularak boğulmuş olması. (Roma Hukuku'nda parricidium-ebeveyni öldürme suçu; mahkumun bir yılan, bir köpek, bir maymun ve bir horozla birlikte çuvala koyularak ağzının bağlanması ve denize atılarak öldürülmesi şeklinde cezalandırılıyordu. Kitap da bu konuya gönderme yapmıştır.)
Esas kız Clara, aslında oldukça yetenekli, vahşi hayvanlarla, özellikle son derece zehirli yılanlarla başa çıkabilecek kadar cesur bir veteriner. Ancak yetenekleriyle ünlü olmak varken neredeyse görünmez olmayı seçiyor ve küçük bir kasabada çalışmaya başlıyor. 1-2 istisna dışında hiçbir komşusuyla yakın ilişkiye girmiyor, konuşurken hiçbir şekilde yüzünü kaldırmıyor ve insanların gözlerine bakamıyor. Çünkü yüzünün bir tarafı son derece güzelken, diğer tarafı çocukluğunda geçirdiği ve annesini suçladığı çok hüzünlü bir kazanın izlerini taşıyor. 

taipan

Kasabada yılan zehrine maruz kalarak ölen bir adamın ardından olayı araştırmaya başlayan Clara, ölen adamdaki zehir miktarının normalden çok daha fazla olduğunu fark ediyor. Gün geçtikçe yeni yılan vakalarının ortaya çıkması, eski ve sapık bir tarikatın kasabadan silinmeyen izleri ve tüm bunlar olurken olaylara bir şekilde müdahil olan Clara'nın, saklanan sırları ortaya çıkarma mücadelesi çok akıcı bir dille anlatılmış. Kitabın, taşıdığı gerilim yanında verdiği bilgiler de enteresan. Mesela şu an bir damla zehrinin onlarca insanı öldürebileceğini öğrendiğim taipanlara karşı ayrı bir saygı duyuyorum:) Bu kitap benim yılanlara bakış açımı değiştirdi. Özetle; Sharon Teyze iyi iş çıkarmış, ellerine sağlık:)

14 Şubat 2013 Perşembe

Sisle Gelen Yolcu - J.C.Grange

Jean Christophe Grange'in şimdiye kadar okuduğum en sürükleyici kitabı Sisle Gelen Yolcu. Kurgusu, dili tam kıvamındaydı. Roman okurken en sevmediğim şey; romanda gerekli gereksiz bir sürü karakterin ve karışık isimlerin yer alması ve karakteri unutunca "ya bu kimdi" deyip 10-20 sayfa geriden o kişinin kim olduğunu arama çalışmalarıdır.  Bu kitap oldukça uzun olmasına rağmen konular ve bölümler birbirini izliyor ve böylece sıkılmadan okuyabiliyorsunuz.

Sisle-Gelen-Yolcu-Jean-Christophe-Grange

Konusuna gelince...Psişik kaçışlar yaşayan bir bavulsuz yolcu. Farklı yerlerde işlenen mitolojik cinayetler ve her cinayetten sonra ortaya çıkan yeni kimlikler.
Cinayet mahallinde parmak izleri bulunan psikiyatr Mathias Freire, evsiz Victor Janusz, deli ressam Narcisse, kalpazan Nono, ve parlak psikiyatr François Kubiela ve babasının bir işkence uzmanı olduğunu öğrendikten sonra hayatı altüst olan komiser Anaïs Chatelet, kitabın okuyucuyu maceradan maceraya sürükleyecek kahramanları.  Kitabın tanıtım cümleleri ise gerilim sevenler için iştah uyandıracak cinsten.
Ben gölgeyim.
Ben avım.
Ben katilim.
Ben hedefim.
Kurtulmak için tek çarem var;diğerinden kaçmak.
Peki ya diğeri de bensem?
Grange'in  bugüne kadar en beğendiğim kitabı Koloni idi. Artık Sisle Gelen Yolcu ilk sırada, şiddetle tavsiye ediyorum.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...