12 Kasım 2018 Pazartesi

Kızım- Jane Shemilt

Taslaklarda bekleyen onlarca kitap var ancak bu kitabı henüz bitirmişken ve detaylar aklımdayken paylaşmak istedim. Kızım, olayları anlatım tekniği ile sıra dışı, konusu ile merak uyandıran bir roman.
Kızım- Jane Shemilt
Doktor olan Jenny, ünlü bir beyin cerrahı olan eşi, liseye giden 15 yaşında Naomi adında bir kızı ve ikiz erkek çocukları olan mutlu bir annedir. Jenny klinikte son derece yoğun çalışmaktadır, eşi de aynı şekilde ameliyattan ameliyata koşturmaktadır. Naomi okulun bir tiyatro gösterisi için uzun saatler provaya kalmakta, ikizler ise sınav ve spor antrenmanları ile boğuşmaktadır. Buna rağmen Jenny, hayatlarının kendi içinde bir ahenge sahip olduğundan ve her şeyin olması gerektiği gibi kusursuz ilerlediğinden emindir.
Naomi okul gösterisinden önceki son provasından sonra eve dönmez ve Jenny'nin çok sağlam olduğunu düşündüğü mutlu aile tablosu, gözlerinin önünde yıkılmaya başlar. Ortaya saçılan sırlar, Jenny'nin tüm dünyasını yerle bir eder.
Kitap Naomi'nin kaybını baz alarak "15 Gün Önce, 1 Yıl Sonra " gibi bölümler halinde okuyucuya sunulmuş. Böylece Jenny ve ailesinin olaydan önce neler yaşadığını ve olaydan sonra ne hale geldiklerini mukayese ederek takip edebiliyoruz. Başlangıçta oldukça kafa karıştırıcı olduğunu düşünsem de adapte olduktan sonra bu teknik beni daha fazla rahatsız etmedi. Hatta zamanda bir ileri bir geri gitmek hoşuma bile gitti. Bununla birlikte kitabın sonu maalesef beni mutlu etmedi. Buna ilişkin altta ufak bir spoiler verdim. Çok arada kaldığım bir kitap oldu. Kesinlikle okuyun ya da asla okumayın diyemiyorum bu nedenle. Olur da okursanız, beklentilerinizi -en azından final açısından- düşük tutun.



****Spoiler ****


Kitabın içeriğinden çok fazla bahsetmek istemiyorum ancak ufak bir spoiler vermeden de yazmamın imkanı yok. Son sayfaya kadar Naomi'ye ne olduğunu ölesiye merak ettim. Elbette bunu burada açıklamayacağım ancak Jenny karakteri kitabın sonlarına doğru o kadar ayakta uyuyan ve ahmak bir pozisyona sokulmuş ki kızmadan edemedim. Mevzu bahis 15 yaşında bir çocuk ve kadının kızını bu denli rahat bırakma hali cidden canımı sıktı. "Hey merhaba, kızın elden gidiyor, uyan istersen" falan şeklinde bağırmak ve Jenny'yi tokatlamak istedim açıkçası. Halen Naomi'nin ailesine bu boyundan büyük kininin sebebini anlamış değilim. Diğer çocuklar derseniz, girmedikleri yanlış yol kalmamış ama kadının dünyadan haberi yok. Aynı şekilde onların de neden bu kadar tepkili olduğu konusu çok muallakta. Kocası kendisine ikinci bir hayat kurmuş ama Jenny hala mükemmel bir evlilikleri olduğunu sanıyor falan. Sadece özel yaşantısında değil, meslek hayatında da işaretleri yanlış okuyan, her şeyi olmayacak şekilde farklı anlayan bir kadının realitesinin olmadığı kanaatindeyim. Ortada bu kadar kopuk bir aile varsa, ailedeki tüm fertler bunun bilincindedir, çünkü gerçek hayat böyledir. Herşeye rağmen fertlerden biri tüm resmi pembe görüyorsa ya kördür ya da aptal. Bence Jenny ikinci gruba dahil. Okurken meraklandırdığı bir gerçek ama olayların ulaştığı sonuç tam bir fiyasko!

***

3 yorum:

SevKoz dedi ki...

Ya sanki böyle bir dizi mi vardı?

EMİNE ÖZTÜRK dedi ki...

Klasik gerilim hikayelerine benziyor.

EĞİTİM PINARI dedi ki...

Merhaba, blogunuzu ziyarete geldim. Benim blogumu yorum ve ziyaretinizle dedteklemenizi beklerim.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...